Özlediğimiz Şafaklar


“Seçtiğin resim, akan su”
“Zevklerimiz demek aynı, hiç değişmemiş!”
“Türkçe konuşmak”… “Nasılda özlemişim ana dilimi?”
“Bir de seni, bir de seni”
 
Bu sesler bir bulutun ağması gibi ruhuma yağıyor
Dur durak bilmez gönlüm yeniden ayaklanıyor
Senli zamanlarımdayım şimdi, gözlerimde gözlerin
Dudaklarında şiirlerim kanatlanıyor
 
Bayram, “her şeyden önce senli olmak”
Bütün gündoğumlarında pencerene doğmak
Ah kaderimi kaderine bağladım sevdiğim
Bayram, yakamozların altında el ele dolaşmak
 
Benimkisi hayal meyal değil, düpedüz senli yaşamak
Rüyalarım âşık gönlümün özeti olup çıktı şimdi
Gurbet dediğin bir adım ötemde
Hasret selamını turnalardan aldım şimdi
 
“Bu bayram nasıl bayramdır bilmem”
Gurbet çekilmiyor “Sana bayram selamı yollamakla”
“Bayram dediğin sevdiklerinin yanı olmalı…”
“Uçup gittiğimiz bir koyda baş başa”
 
Denizini özleyen suları biliyorsun nice dağlar, yârlar aşar
Âşık gönüllerde nice nice rüyalar bin bir çiçek açar
Benim ebedî rüyam, gözbebeklerimdeki nurum sensin bir tanem
Mor dağların ardından söküp gelecek özlediğimiz şafaklar
 
Bir akşamüzerinde, kavuşmanın en güzel deminde
Hasret ateşleri sönecek yüreklerimizde
O ağacın altında; ellerin ellerimde, gönlündekiler gönlümde
Güvercinlerin söylediği şarkılar eriyecek gözbebeklerimizde!
4 Ekim 2008
 
Oyhan Hasan Bıldırki

27 Şubat 2010 tarihinde Sevgiye Susamak içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. Yorum yapın.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.